31 Temmuz'da Federal Rezerv (FED), bu ayki son para politikası toplantısını gerçekleştirdi ve mevcut %4.25-%4.50 faiz oranını değiştirmeme kararı aldı. Bu karar, Federal Rezerv'in mevcut ekonomik ortamda dikkatli bir tutum sergilediğini yansıtıyor.

Mevcut ABD ekonomik durumu nispeten stabil, işsizlik oranında büyük bir artış olmadı, borsa güçlü performans sergiliyor, özellikle Nasdaq endeksi yeni zirveler kaydediyor. Bu durumda, Federal Rezerv (FED) aşırı ekonomik teşvikten kaçınmak için faiz oranlarını indirmeye istekli görünmüyor.

Federal Rezerv (FED) faiz oranını sabit tutmasının bir diğer önemli nedeni enflasyon sorunudur. Son zamanlarda enflasyon hafif bir rahatlama göstermiş olsa da (Haziran ayı tüketici fiyat endeksi (CPI) %2,7), yine de Federal Rezerv'in %2 hedefini karşılamamaktadır. Ayrıca, yakın zamanda uygulanan ticaret politikaları fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturabilir, bu da Federal Rezerv'in dikkatli olması gereken bir faktördür.

Federal Rezerv (FED) Başkanı Powell, bu toplantıda hem sert hem de ılımlı bir yüzünü gösterdi. Pazar, görünüşe göre sert tutumuna daha fazla odaklanmış durumda; bu da faiz oranları konusunda hala temkinli olduğunu ve dış baskılara kolayca boyun eğmeyeceğini gösteriyor. Ancak, Powell ayrıca belirli bir esneklik de gösterdi ve önümüzdeki iki ay içinde ekonomik veriler kötüleşirse, bunun faiz indirimine neden olabileceğini ima etti.

Bu toplantının sonuçları, piyasanın gelecekteki yönü üzerine düşünceleri tetikledi. Yatırımcılar kendilerine şu soruları sorabilir: Piyasa potansiyel olumsuz faktörleri zaten sindirmiş mi? Ekonomik ortam belirsizlikten daha öngörülebilir bir duruma mı geçiyor? Bu soruların cevapları, önümüzdeki birkaç ay içinde yavaş yavaş netleşecektir.

Genel olarak, Federal Rezerv'in bu kararı, mevcut karmaşık ekonomik ortamda dengeli bir stratejiyi yansıtmaktadır; hem enflasyonu kontrol etmek hem de ekonomik büyümeyi sürdürmek, ayrıca küresel ekonomik durumdaki değişimleri yakından izlemek gerekmektedir.