Federal Rezerv (FED) Başkanı Powell'ın görevi, siyasi ve ekonomik karmaşık oyunlarla doluydu. 2017'de Trump, Powell'ı Yellen'ın yerine Federal Rezerv (FED) Başkanı olarak atadı, ancak ardından iki kişi arasındaki ilişki hızla kötüleşti. Bu, esasen para politikası yönündeki farklılıklardan kaynaklanıyordu.
Trump, düşük faiz oranları ile borsa ve ekonomiyi canlandırmayı umuyor, özellikle ticaret savaşı ve Covid-19 pandemisinin başlarında, faiz indirimini kamuya açık bir şekilde talep etti. Ancak, Powell Federal Rezerv'in bağımsızlığını savundu ve Beyaz Saray'ın politikalarının bir aracı olmayı reddetti. 2018 ile 2019 arasında, Federal Rezerv aksine birkaç kez faiz artırdı, 2018'de ise dört kez faiz artırması, Trump'ın beklentileriyle çelişiyordu.
Trump buna sert tepki gösterdi, Powell'ı birkaç kez kamuya açık bir şekilde eleştirdi ve onun ekonomiyi anlamadığını söyledi, hatta mümkünse onu işten çıkaracağını belirtti. Ancak, Federal Rezerv'in bağımsızlığı hukuken korunduğundan, başkanın Federal Rezerv başkanını doğrudan işten çıkarma yetkisi yoktur, aşırı yasadışı veya yeteneksizlik durumu olmadıkça.
Dikkate değer bir nokta, Powell'ın politika duruşunun tamamen sabit olmadığıdır. Biden yönetiminin göreve gelmesinin ardından, Federal Rezerv (FED) genişletici politikalar uygulamaya devam etti ve hükümetin mali teşvik önlemleri ile uyumlu hale geldi. Ayrıca, Federal Rezerv'in iklim değişikliği ve finansal çeşitlilik gibi konulardaki duruşu da Demokrat Parti'nin görüşleriyle bir ölçüde örtüşmektedir.
Ancak, bu politika değişiklikleri daha çok ekonomik ortamın değişimi ve sosyal meselelerin gelişimini yansıtmaktadır, basit bir siyasi eğilim değil. Powell'ın görevi, Federal Rezerv'in bağımsızlığını korurken karmaşık bir siyasi ortamda nasıl para politikası oluşturduğunu ve farklı hükümetlerin iktidarda olduğu dönemlerde nasıl politika sürekliliği ve uyum sağladığını göstermektedir.
Federal Rezerv (FED) başkanının rolü, siyasi baskılar ile ekonomik kararlar arasında hassas bir denge kurmayı gerektirir. Powell'ın deneyimi bu zorluğu vurgularken, aynı zamanda ABD finansal sistemindeki dengeleyici mekanizmaların önemini de yansıtır. İster Beyaz Saray'dan gelen doğrudan baskılarla karşılaşsın, isterse değişen ekonomik ortamla başa çıkmak zorunda kalsın, Federal Rezerv'in bağımsızlığı her zaman politika geliştirmede temel ilke olmuştur.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Federal Rezerv (FED) Başkanı Powell'ın görevi, siyasi ve ekonomik karmaşık oyunlarla doluydu. 2017'de Trump, Powell'ı Yellen'ın yerine Federal Rezerv (FED) Başkanı olarak atadı, ancak ardından iki kişi arasındaki ilişki hızla kötüleşti. Bu, esasen para politikası yönündeki farklılıklardan kaynaklanıyordu.
Trump, düşük faiz oranları ile borsa ve ekonomiyi canlandırmayı umuyor, özellikle ticaret savaşı ve Covid-19 pandemisinin başlarında, faiz indirimini kamuya açık bir şekilde talep etti. Ancak, Powell Federal Rezerv'in bağımsızlığını savundu ve Beyaz Saray'ın politikalarının bir aracı olmayı reddetti. 2018 ile 2019 arasında, Federal Rezerv aksine birkaç kez faiz artırdı, 2018'de ise dört kez faiz artırması, Trump'ın beklentileriyle çelişiyordu.
Trump buna sert tepki gösterdi, Powell'ı birkaç kez kamuya açık bir şekilde eleştirdi ve onun ekonomiyi anlamadığını söyledi, hatta mümkünse onu işten çıkaracağını belirtti. Ancak, Federal Rezerv'in bağımsızlığı hukuken korunduğundan, başkanın Federal Rezerv başkanını doğrudan işten çıkarma yetkisi yoktur, aşırı yasadışı veya yeteneksizlik durumu olmadıkça.
Dikkate değer bir nokta, Powell'ın politika duruşunun tamamen sabit olmadığıdır. Biden yönetiminin göreve gelmesinin ardından, Federal Rezerv (FED) genişletici politikalar uygulamaya devam etti ve hükümetin mali teşvik önlemleri ile uyumlu hale geldi. Ayrıca, Federal Rezerv'in iklim değişikliği ve finansal çeşitlilik gibi konulardaki duruşu da Demokrat Parti'nin görüşleriyle bir ölçüde örtüşmektedir.
Ancak, bu politika değişiklikleri daha çok ekonomik ortamın değişimi ve sosyal meselelerin gelişimini yansıtmaktadır, basit bir siyasi eğilim değil. Powell'ın görevi, Federal Rezerv'in bağımsızlığını korurken karmaşık bir siyasi ortamda nasıl para politikası oluşturduğunu ve farklı hükümetlerin iktidarda olduğu dönemlerde nasıl politika sürekliliği ve uyum sağladığını göstermektedir.
Federal Rezerv (FED) başkanının rolü, siyasi baskılar ile ekonomik kararlar arasında hassas bir denge kurmayı gerektirir. Powell'ın deneyimi bu zorluğu vurgularken, aynı zamanda ABD finansal sistemindeki dengeleyici mekanizmaların önemini de yansıtır. İster Beyaz Saray'dan gelen doğrudan baskılarla karşılaşsın, isterse değişen ekonomik ortamla başa çıkmak zorunda kalsın, Federal Rezerv'in bağımsızlığı her zaman politika geliştirmede temel ilke olmuştur.